BONO NEDİR?

Bono (Emre Muharrer Senet)

Bono, uygulamada çok sık kullanılan bir kambiyo senedidir ve kendine özgü hükümleri dışında poliçe hükümleri bono için de uygulama alanı bulur. Hukuki mahiyeti itibariyle ise bono, soyut bir borç ikrarıdır. İktisadi olarak ise, bir kredi vasıtası olarak kabul edilir. 

Bononun Geçerlilik Şartları

Bononun geçerlilik şartlarını detaylarına değinmeden önce kısaca şöyle özetleyebiliriz.

  1. Bono veya emre muharrer senet ibaresi mutlaka yer almalıdır. Bütün şartların olmasına rağmen bu ibareler yoksa bu senet emre yazılı ödeme vaadi olarak kabul edilir.
  2. Belirli bedelin kayıtsız şartsız ödenmesi vaadi. Bonoda mutlaka bedel olacak, belirli olacak, bedelin ödenmesi kayıt ve şarta tabi tutulmayacak.
  3. Kime ya da Kimin Emrine Ödenecekse Onun Adı ve Soyadı (Lehtarın İsmi)
  4. Keşidecinin imzası mutlaka bulunmalıdır ve kendi el ürünü olmalıdır.
  5. Düzenlenme tarihi mutlaka olmalıdır.

-Bu koşulları taşımayan senetler kambiyo vasfını kaybeder ve borçlular aleyhine takip yapma olanağı hukuken ortadan kalkar.

ALTERNATİF ZORUNLU ŞEKİL KOŞULLARI

  1. Bonoda “düzenlenme yeri” açıkça gösterilmiş olmalıdır. Eğer, “düzenlenme yeri” gösterilmemişse “senedi düzenleyen kimsenin adının yanında yazılı olan yer” düzenlenme yeri sayılır. Bu da senette yazılı değilse, senet “bono” niteliğini taşımaz.
  2. Ödeme yeri mutlaka bulunmalıdır. Fakat açıkça yazılması şart değildir. Eğer bu ibare yazılmamışsa Düzenlenme yeri ödeme yeri olarak kabul edilir.

İSTEĞE BAĞLI (İHTİYARİ) KOŞULLAR

  1. Vade: Dört çeşit vadeden biri konulabilir. Vade konulmamışsa görüldüğünde ödenecek bonodur.
  2.  Keşidecinin İsmi: Bonoda keşidecinin isminin yer alması zorunlu değildir.Çünkü Yargıtaya göre imza sahibi kimse onun aleyhine icra takibi yapılmasında sakınca yoktur.Sırf keşidecinin isminin yazılmaması bononun geçerliliğini etkilemez.

Kıymetli evrak niteliğini taşıyan bir borç senedi olan bono (emre muharrer senet), Ticaret Kanunu’nda (TTK m. 776-779) düzenlenmiş ve 779. maddedeki yollama gereğince “niteliğine aykırı düşmedikçe” poliçe hakkındaki hükümlerin bu kıymetli evrak türüne de uygulanması öngörülmüştür. Bononun geçerlik (şekil) koşulları (öğeleri, unsurları) TTK m. 776. maddede belirtilmiştir. Bunları Zorunlu şekil koşulları, Alternatif zorunlu şekil koşulları ve isteğe bağlı koşullar, olmak üzere, üç başlık altında incelemek mümkündür.

  1. ZORUNLU (KESİN) ŞEKİL KOŞULLARI

Aşağıda teker teker incelenen bu koşullardan herhangi birinin bulunmaması, senedin “bono” niteliğini kaybetmesine neden olur. Bu bakımdan bu koşullara; “zorunlu (kesin) şekil koşulları” denilmiştir. Bu koşullar takip (icra ve iflas) hukuku bakımından da çok önem taşırlar. İcra müdürü alacaklının “kambiyo senetlerine ilişkin özel takip usulüne göre takibe koymak istediği senedi inceleyerek, bu bölümdeki koşulların senette bulunup bulunmadığını araştırdıktan sonra, onun “takip talebini kabul ya da reddedecektir. İcra müdürünün bu konudaki yanlış takdiri borçlunun ve alacaklının şikâyetine yol açabilir.

TTK m. 776’de öngörülmüş olan zorunlu (kesin) şekil koşulları şunlardır:

1. “Bono” ya da “Emre Muharrer Senet” Sözcüğü:

 Bu sözcüklerden birisi senet metninde mutlaka yer almalıdır. Bu ibarelersenedin altına ya da üstüne yazılamaz. Kanun koyucunun bu husustaki titizliğinin nedeni, bir “adi senede sonradan “bono” (ya da “emre muharrer senet”) sözcüklerinin eklenmek suretiyle adi senedin kambiyo senedi haline getirilmesini önlemektir. Ancak düzenlenen senet, “bononun diğer tüm zorunlu geçerlik koşullarını içermekle beraber, sadece senet metninde “bono” (“emre muharrer senet”, “emre yazılı senet”, sözcüğü bulunmuyorsa -örneğin; “bu senet karşılığında A…’ya veya emruhavalesine 10.000 YTL ödeyeceğim…” şeklinde düzenlenmişse- ya da senette yazılı bulunan “emre muharrer” sözcüğü çizilmişse, bu senet “emre muharrer senet” (bono) sayılmaz ve bu senede “emre yazılı ödeme vaadi” denilir.Uygulamada genellikle hazır alınan matbu senetlerde bono sözcüğü hazır olarak geçmektedir.

“Bono’nun mutlaka Türkçe olarak düzenlenmesi zorunluluğu yoktur, yabancı bir dilde düzenlenebilir. Ancak bu takdirde, senet metninde, o yabancı dildeki “bono” karşılığı sözcüğün bulunması gereklidir. Senedin yabancı dilde düzenlenmesi halinde, o dildeki “bono” karşılığı sözcüğün senet metninde bulunması zorunlu olduğundan, bono metninin iki dilde -örneğin; yarısının Türkçe yarısının İngilizce olarak- düzenlenmesi mümkün değildir. Daha doğrusu bu durumda, düzenlenmiş olan senet “bono” niteliğini taşımaz.

2.  Koşulsuz Olarak (Kayıtsız Şartsız) Belirli Bir Para Ödeme vaadi:

“Ödeme vaadi”, Hem koşulsuz (kayıtsız şartsız) olmalı, Hem de belirli bir bedele ilişkin olmalıdır. Bonoda yer alan “ödeme vaadi” genellikle “bu bono karşılığında X, Y’ye 1000 YTL -($), EURO vs.- ödeyeceğim.” şeklinde ifade edilir. Bununla ilgili olarak

Senet metninde “bedel”, alternatif biçimde örneğin; “65.000 YTL veya 1000 ABD Doları ödeyeceğim” şeklinde belirtilemez. Çünkü bu tür belirtmede “belirlilik” yoktur. Fakat bedel “1000 ABD Doları veya tutarı Türk Lirası” şeklinde gösterilebilir. Bonoda miktarı belirlenen para “Türk parası” olabileceği gibi, “yabancı para” da olabilir.

Senet metninde “para miktarı” hem yazı ve hem de rakam ile gösterilmiş olup da, her ikisi arasında fark varsa “yazı ile olan” geçerli sayılır. Ancak, paraya ilişkin rakamda değişiklik (tahrifat) yapılmışsa, bu hüküm uygulanmaz. Örneğin; senette “para miktarı” rakamla (10.000 YTL şeklinde belirtildikten sonra yazıyla Onbin Yeni Türk Lirası) olarak açıklanmış ve senedin 10.000’e ilişkin rakamına bir sıfır eklenerek rakam (100.000) yapılmışsa, bu senet “on bin Yeni Türk Liralık senet” olarak işlem görmez.

Senette, rakamla ifade edilen “para miktarında sonradan değişiklik (düzeltme) yapılmışsa, bu düzeltmenin altının borçlu tarafından ayrıca imza edilmesi gerekir. Uygulamada bu işleme borçlunun paraf atması denir.

Bununla ilgili olarak

Senet bedeli yalnız yazı ile veya yalnız rakamla birden fazla kez gösterilmiş ve bunlar arasında fark varsa bunlar arasında “en az bedel” geçerli olur (TTK m. 676/2).Ancak alacak miktarı senette -yazı ile “yirmiyedimilyon beşyüz milyon”, “onbirbin dörtyüzbin” gibi- farklı anlamlara gelebilecek biçimde ifade edilmişse, bu senet “kayıtsız şartsız bir bedeli içermediğinden” bono niteliğini taşımaz. Senette “bedel” kısmı hiç yazılmamışsa bu senet “bono” sayılmaz. Senette “alacak miktarı” (senet bedeli) “Türk Lirası veya yabancı para birimi” olarak değil de, – “100 gr. altın”,35 “…adet ata altınının ödeme günü karşılığı” şeklinde gösterilmişse, senet bono niteliğini taşımaz. “Ödenecek meblağın, senet üzerinde (metnin üstünde, içinde, sol veya sağ köşesinde) gösterilmesi yeterli olup, nerede yazıldığının önemi yoktur.Bonoda ödenmesi öngörülen bedelin hangi ülkenin parası olduğu tam olarak belirtilmemişse, örneğin; bedel “dolar” olarak gösterilmiş, fakat bunun ABD Doları mı, Kanada Doları mı olduğu belirtilmemişse, “ödeme yerindeki para türüne itibar edilir (TTK m. 711/4). Ancak bu şekilde sorun çözüme kavuşturulamıyorsa, senet içeriğinden de bu durum anlaşılamıyorsa senet geçersiz olur.

3.  Kime ya da Kimin Emrine Ödenecekse Onun Adı ve Soyadı (Lehtarın İsmi)

(TTK m. 776/1-e); Bono, kime ya da kimin emrine düzenlenmişse, onun gerçek kişi ise; “adı ve soyadı”, tüzel kişi ise; “ticaret unvanı” (ticaret şirketlerinde), “adı” (derneklerde) belirtilmelidir.

Lehtarın ismi, bononun herhangi bir yerinde -hatta senedin arka yüzünde bile- yazılı olabilir Senedin “vade” kısmına lehtarın, lehtar kısmına da vadenin yazılmış olması, senedin “bono” sayılmasını engellemez. “Lehtarın adresinin de ayrıca, lehtarın isminin yanında yazılmasına gerek yoktur. Bonoda “lehtar” ve “keşideci” sıfatları birleşemez, başka bir deyişle, keşideci kendisini “lehtar” olarak göstererek bono düzenleyemez.Ancak, bono keşidecisinin “şirket” olması halinde, bu senedin “lehtar” kısmına “keşideci şirketin yetkilisin adı soyadı” yazılarak bono düzenlenebilir.  Bononun “lehtar” hanesinde “hamiline” şeklindeki belirtme, kanuna aykırı olup, bu şekilde düzenlenmiş olan senet, bono niteliğini taşımaz.  Bu durumdaki bir senette “hâmiline” kelimesinin yanına daha sonra, farklı bir kalemle bir ismin ilave edilmiş olması halinde de, senet yine “bono” niteliğini taşımaz. Senedin “lehtar” bölümünde yapılan değişiklik ve ilaveler (çizme ve düzeltmeler), keşideci tarafından paraf (imza) edilmiş olmadıkça geçerli olmaz. Bununla ilgili olarak

 “Lehtar” bölümü yazılı bulunmayan (boş bırakılmış olan) senet “bono” sayılmaz. Ancak, “lehtar bölümü boş olarak düzenlenmiş olan senet sonradan lehtar tarafından -aradaki anlaşmaya uygun olarak- doldurulabilir. Senedin boş olan “lehtar” kısmının, en geç senet tedavüle çıkarılıncaya kadar doldurulması gerekir. Bununla ilgili olarak YARGITAY 19.Hukuk Dairesinin de Kararı bulunmaktadır .O halde senedin sonradan lehtar tarafından doldurulmasında hiçbir sakınca yoktur.Meğer ki anlaşmaya aykırı doldurulduğu yazılı ispat edilmiş olsun.

Bonodaki “lehtarın isminin ön tarafına yazılan “hâmiline” sözcüğü, hiçbir hüküm ifade etmez ve yazılmamış sayılır.  Bonoda lehtarın belirtilmesi, hak sahibinin (yetkili hâmilin) saptanmasına rol oynar. Ayrıca, bono, niteliği gereği “emre yazılı senet” olduğundan, senet metninde “emrühavalesine” sözcükleri yer almasa bile -örneğin; “bu bono karşılığında (A)’ya beş yüz milyon lira ödeyeceğim.” şeklinde düzenlenen senet- yine senet “bono” niteliğini taşır. Keza, bonoda yazılı olan “emrühavalesine” sözcükleri çizilmiş de olsa, yine senet “bono” niteliğini taşır.

4. Keşidecinin İmzası:

Bonoyu düzenleyen kişinin, bunu “el yazısı ile” imzalamasıgerekir. Bu nedenle, borçlunun mührünü ya da parmak izini içeren senetler, usulüne göre onaylanmış da olsalar “bono” olarak geçerli değildirler. Senette birden fazla borçlu bulunup da, bunlardan bir kısmı senedi imzalamış bir kısmı ise “mühür” ya da “parmak izi” kullanmışsa, bu senet el yazısı ile senedi imzalamış olanlar bakımından ”imzaların bağımsızlığı” ilkesi gereğince “bono” niteliğini taşır.Bononun zorunlu unsuru olan imzanın metnin altına veya metni kapsayacak biçimde atılmış olması gerekir. Bononun arka yüzünde de keşideciye ait bir imzanın bulunmasının hiçbirhukuki sonucu olmaz. Bonoda keşidecinin imzasının bulunması yeterlidir. Ayrıca, “keşidecinin isminin (ad ve soyadının) yazılmış olması gerekli değildir.. Bononun geçerli olabilmesi için ayrıca “keşidecinin adresinin de bonoya yazılmış olması gerekli değildir. Şirketi temsil ve borç altına sokma yetkisi bulunmayan kişinin imzaladığı senetlerden dolayı, şahsen kendisi senet bedelinden sorumlu olur. Ayrıca belirtelim ki, keşidecinin imzasını içermeyen fakat keşideci tarafından düzenlenmiş (el yazısı ile yazılmış) olan bono, ancak düzenleyen keşideci aleyhine “yazılı delil başlangıcı” sayılır. Senette yer alan imzalardan birisinin (veya birkaçının) çizilmiş olması, diğer imzaların geçerliliğine etkili olmaz. İmzaların hepsinin çizilmiş olması halinde ise senet geçersiz olur.Bununla ilgili olarak

         “Gözü görmeyenlerin attığı imzaların, usulünce, yani noter tarafından onanması” gerektiğinden, bu kişiler kambiyo senetlerinin düzenleyemezler. Aynı şekilde “imza atma güç ve yeteneğine sahip olmayan” kişiler -özellikle; okuma yazma bilmeyenler- kambiyo senedi düzenleyemezler. Bu kişiler, kendi adlarına kambiyo senedi düzenleyecek bir temsilci ya da vekil atayarak, kambiyo senedi ile borç altına girebilirler. 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesinde her ne kadar “güvenli elektronik imzanın el ile atılan imza ile aynı hukukî sonucu doğuracağı” öngörülmüşse de, “bonolar bakımından bu hükmün işlerliği yoktur.Yani elektronik bono düzenlenemez

5. Düzenlenme (Tanzim) Tarihi:

 Düzenlenme tarihi bulunmayan senet “bono” niteliğini taşımaz. “Adi senet” sayılır. Düzenlenme tarihinin açıkça okunamaması halinde icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılarak gerçek düzenlenme tarihinin belirlenmesi gerekir. Senedin “düzenlenme tarihini taşıyıp taşımadığı” kuşkusuz senet aslının incelenmesiyle anlaşılır. İİK m. 168/I uyarınca borçluya “ödeme emri” ile birlikte “senet fotokopisi” veya “senet sureti” gönderilmesi zorunlu olduğundan, gönderilen bu “senet fotokopisi” ya da “senet suretinde düzenlenme tarihinin yazılı olmaması -kural olarak- takip dayanağı senedin düzenlenme tarihini taşımadığını gösterir. Düzenlenme tarihinin senede “gün”, “ay” ve “yıl” olarak atılması gerekir. Bu tarih kalemle, daktilo makinesi ile ya da kaşe (damga) ile atılabilir. Tarih yazıyla veya rakamla ifade edilebilir. Düzenlenme tarihinin, senedin belli bir yerine yazılması yasada öngörülmemiş olduğundan, bu tarih imzanın üstüne ya da senedin herhangi bir yerine atılabilir.Fakat bu tarih, alan olarak da kabul edilmeyen “senet koçanı” üzerine atılamaz. “Düzenlenme tarihi” olarak bonoda belirtilmiş olan tarihin ayrıca senedin ödeme tarihi” bölümünde belirtilmiş olması, senedin “bono” niteliğine etkili olmaz… “Tedavüle çıkarılırken düzenlenme tarihi atılmamış olan bonoya “eksik” bono olarak ya da “beyaz (açık)” bono olarak düzenlenmiştir. Eğer, senetteki noksanlığın -örneğin; düzenlenme tarihinin- daha sonra alacaklı tarafından senede konulması kararlaştırılarak, senet borçlu tarafından imzalanıp lehtara verilmişse, bir “açık (beyaz) bono” var demektir. Eğer, senet düzenlenirken, senetteki noksanlığın -örneğin; düzenlenme tarihinin- daha sonra alacaklı tarafından senede konulması kararlaştırılmadan, senet borçlu tarafından imzalanıp lehtara verilmişse, ortada bir “eksik bono” var demektir “Beyaz (açık) bono” olarak düzenlenmiş bir senede, düzenlenme tarihi en geç “ödememe protestosunun çekilebileceğini sürenin sonuna kadar” senede atılabilir. Ödememe protestosunun düzenlendiği anda, senede düzenlenme tarihi atılmış olmalıdır. Senet için düzenlenen protesto evrakında “düzenlenme tarihinin bulunmadığının belirtilmiş olmasına rağmen, icraya konulan senette düzenlenme tarihinin bulunması halinde, senedin kambiyo senedi niteliğini kaybettiği sonucuna varılmalıdır.

B. ALTERNATİF ZORUNLU ŞEKİL KOŞULLARI

Bunlar bonoda ayrıca gösterilmediği takdirde, bonoda bulunan diğer bir kayıt, bu koşulun yerini alır. Ancak bu kayıt da senette yoksa senet bono niteliğini taşımaz. Bonoda, “alternatif zorunlu şekil koşulları” iki tanedir:

1. Düzenlenme yeri:

 Bonoda “düzenlenme yeri” açıkça gösterilmiş olmalıdır. Eğer, “düzenlenme yeri” gösterilmemişse “senedi düzenleyen kimsenin adının yanında yazılı olan yer” düzenlenme yeri sayılır. Bu da senette yazılı değilse, senet “bono” niteliğini taşımaz. “Adi senet” sayılır. Düzenlenme yeri “el yazısı” ile yazılabileceği gibi, “daktilo” ile de yazılabilir. “Kaşe” (damga) ile de basılabilir. “Düzenlenme yerinin mutlaka “keşidecinin ismi altında” yazılma zorunluluğu da yoktur. Bonoda “düzenlenme yerinin -kent, ilçe, bucak, köy gibi- bir idari birim olarakifade edilmesi yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunlu değildir. Senette -ayrıca “düzenlenme yeri” yazılmaksızın- sadece mahalle (ve sokak) adının yazılmış olması halinde bu yer “idari bir birim” olarak kabul edilemeyeceğinden, “düzenlenme yeri” belirtilmiş sayılmaz ve bunun sonucu olarak da senet “bono” niteliğini taşımaz. Bununla ilgili olarak

Şeklinde bir kararı bulunmaktadır. Bu konuyla ilgili

Şeklinde bir kararı da bulunmaktadır.

2- Ödeme yeri:

 Bonoda “ödeme yeri” açıkça gösterilmelidir. “Ödeme yeri” olarak -kent, ilçe, bucak, köy gibi- idari birim adının yazılması yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunlu değildir. Eğer, “ödeme yeri” gösterilmemişse, “düzenlenme yeri” ödeme yeri sayılır. “Düzenlenme yeri” de gösterilmemişse, “senedi düzenleyenin adının yanında yazılı yer hem düzenlenme yeri ve hem de ödeme yeri sayılır. Senedi düzenleyenin adının yanında da herhangi bir yer yazılı değilse, senet “bono” niteliğini taşımaz). “Adi senet” sayılır. Gerek icra müdürü; alacaklının “takip talebi” üzerine ve gerekse icra mahkemesi; usulüne göre kendisine yapılan başvurularda takip dayanağı bonoda, yukarıda belirtilen “alternatif zorunlu şekil koşullarının bulunup bulunmadığını kendiliğinden araştırmak zorundadır. Çünkü bu koşulların bulunmaması halinde, alacaklının elindeki senet “adi senet” sayılacağından, alacaklının “kambiyo senetlerine ilişkin özel takip yoluna başvuramayacaktır.

  • İSTEĞE BAĞLI (İHTİYARİ) KOŞULLAR

 Bu koşullar, bonoda bulunması zorunlu olmayan ve bu bakımdan bulunmaması, senedin “bono” niteliğine etkili olmayan koşullardır. Takip hukuku yönünden bu koşulların yokluğu takibin yürümesini etkilemediğinden, gerek icra müdürü ve gerekse bu koşulların varlığını, alacaklının “kambiyo senetlerine ilişkin özel takip yolundan yararlanması bakımından araştıramaz. Ancak hemen belirtelim ki; bonodaki isteme bağlı koşulların yokluğu takibin yürümesini etkilemezse de, bu koşulların şu ya da bu şekilde varlığı senette yer alması takibi etkiler.

Uygulamada en fazla görülen ve çeşitli uyuşmazlıklara neden olan bononun isteğe bağlı (ihtiyari) koşullarından sadece takip hukuku bakımından önem taşıyanları şunlardır. Bunlar; 1. Vade koşulu ve muacceliyet kaydı, 2. Bedel kaydı, , 3. Faiz kaydı 4. Keşidecinin ismidir.5. “Ciro edilemez” Kaydı 5. Hakem kaydı 6. Protestodan muafiyet kaydı

1- Vade Koşulu ve Muacceliyet Kaydı:

 TTK m. 703-705 hükümleri, bonolar hakkında da uygulanır. Yollama yapılan TK m. 703’de öngörülen -yani; a- Görüldüğünde, b- Görüldükten belirli bir süre sonra,c) Düzenlenme gününden belirli bir süre sonra, d) Belirli bir günde,-

Bonoda herhangi bir vade kaydı bulunmamakta ise, yani bononun vadesi yazılmamışsa, “görüldüğünde” ödenmek üzere düzenlenmiş kabul edilir (TTK m.777/2) Böyle bir bononun keşide tarihinden itibaren bir yıl içinde ibraz edilmesi gerekir. Eğer hamil, elindeki bonoyu bu süre içinde keşideciye ödenmek üzere ibraz etmez ve ödememe protestosu düzenlemezse, keşideci dışında bonoya imza atmış olan diğer kişilere (cirantalara, avalistlere) karşı müracaat hakkını yitirir.Bonoda vade konusuna ilişkin olduğu halde, poliçeye nazaran fark arzeden yegâne husus “görüldükten belli süre sonra ödenmesi şart olan bonolarda”, vadenin, “senedi tanzim edenin” bono üzerine yazacağı tarihli ve imzalı bir “görülmüştür” kaydından itibaren işlemeye başlayacak olmasıdır. Bu husus poliçede “muhatapça yerine getirilir. Görüldüğünden belli bir süre sonra ödenmesi şart olan bonoların, tanzim edene TK m. 605’te yazılı süre içinde, yani tanzim tarihinden itibaren bir yıl içinde getirilmesi gerekir. Tanzim eden, bononun kendisine (görülmek üzere) ibraz olunduğunu, gününü işaret etmek suretiyle teyit etmekten kaçınırsa, durumun bir protesto ile tespiti icap eder. Bu tür vade “görüldüğünden 20, 40 gün sonra” sözcüklerinin bonoya yazılmasıyla ifade edilir. Bu tip bonolarda vadenin belirlenebilmesi için ibraz süresi içinde bononun tanzim edene ibrazı ve bono üzerine yazacağı imzalı ve tarihli “görülmüştür” kaydının alınması gerekir. İbraz süresi düzenleme tarihinden itibaren bir yıldır. Buvadelerden birinin bonoya konmuş olması mümkünse de, zorunlu değildir. Çünkü “vadesi gösterilmemiş bono, görüldüğünde ödenmesi gereken bir bono” sayılır (TTK m 777/2 Böyle bir bononun, “düzenlenme tarihinden itibaren bir yıl içinde” ödenmek üzere ibraz edilmesi gerekir. Bono, bu süre içinde ödenmek üzere ibraz edilmezse, bonoyu elinde bulunduran hâmil, bononun “asıl borçlusu” durumunda olan keşideci (ve onun kefilleri) dışındaki senet borçlularına (cirantalarına) karşı talep hakkını kaybeder. Bonoya vade konmaması, bononun geçerliliğini etkilemezse de, bonoya kanundaöngörülen dört tür vadeden başka bir vade veya bu vadelerden birden fazlası konamaz. Bu takdirde, senet “bono” niteliğini kaybeder ve “adi senet” sayılır. Bununla ilgili olarak

Keşide gününden belirli bir süre sonra Vadeli, “keşide tarihinden 20 gün,40 gün sonra” şeklinde bonoda gösterilir. Sürenin hesabında, sürenin başladığı gün (keşide günü) hesaba dâhil olmaz.Uygulamada “25.7.2018’e kadar ödenecektir” biçiminde ifade olunan “vade tarihi” de geçerli kabul edilmektedir. Fakat senette ‘’Buğday hasadı parası 2018” şeklinde belirtilen tarihte “vade tarihi” olarak kabul edilemez

Bononun “vadetarihinde tahrifat yapılmışsa, tahrifat öncesi bonoda yazılı olan tarih “vade tarihi” olarak kabul edilir. Senedin “vade” ve “düzenlenme” tarihleri aynı tarih olabilirse de, “vade tarihi” “düzenlenme tarihindenönceki bir tarih olamaz.

Rakamla ve yazı ile gösterilen vade tarihlerinin birbirine uygun olmaması halinde, senet “bono” niteliğini taşımaz. Senette “vade tarihi” noksan olarak belirtilmiş ve bu noksanlık herkesçe kolayca anlaşılabilecek nitelikte ise, senedin geçerliğine etkili olmaz. Örneğin; 5 Mart 2012’da düzenlenen bonoda vade “1 Haziran” olarak belirtilmişse, vade tarihinin “1 Haziran 2012” kabul edilmesi gerekir Vade tarihi bonoda, “belli bir günde ödenecek” şeklinde ifade edilmek isteniyorsa; gün, ay ve yılın kesin olarak -örneğin; “15.12.2012” gibi- belirtilmesi gerekir Yılı belirtilmeden sadece gün ve ayı yazılarak vade tarihi belirtilemez.  “10.15.2012” olarak yazılmış vade tarihinin 15.10.2012 olarak algılanması gerekir.

Bononun “vade” kısmına lehtarın, “lehtar” kısmına ise vadesinin yazılmış olması ise, senedin “bono” sayılmamasını gerektirmeyeceği gibi, “vade” tarihi ile “tanzim” tarihlerinin değişik kalemle yazılmış olması da senedin “bono” olma niteliğine etkili olmaz. Senede “vade tarihi”, senet düzenlendikten sonra da ve fakat en geç senet tedavüle çıkarılmadan yazılabilir. Ancak, senede sonradan atılan vade tarihinin -borçlu ile lehtar arasındaki anlaşmaya uygun olarak- atılmış olması gerekir. Borçlu, senede sonradan atılan vade tarihinin “aradaki anlaşmaya aykırı olarak atılmış olduğunu” yazılı delille kanıtlayarak, bu senede dayalı takibin iptalini isteyebilir.

2-Bedel Kaydı:

 Keşideci ile lehtar arasındaki ilişkiye bedel ilişkisi denilir. Bu ilişki konusunda senede, “bedeli malen alınmıştır”, “bedeli nakden alınmıştır” vb…. şeklinde kayıt konabilir. Ancak, böyle bir kaydı içermeyen senet de “bono” niteliğini taşır. Uygulamada, “bedel kaydı” özellikle borçlular tarafından “senedin karşılıksız olduğu “hatır senedi olduğu” iddiaları ile açılan olumsuz tespit davalarında önem taşır. Bununla ilgili olarak

3. Faiz Kaydı:

TTK m. 778’deki yollama gereğince bonolara “faiz kaydı” konabilir. Bu hususta, poliçelere ilişkin TTK m.675 hükmü uygulanır. Bu nedenledir ki; Ticaret Kanunu her türlü bonolarda değil, ancak a- Görüldüğünde, b- Görüldüğünden belli bir süre sonra ödenecek bonolarda “faiz koşulunun geçerli olacağını belirtmiştir. Diğer tür bonolarda ise, “faiz koşulu” geçersiz olup yazılmamış sayılır ve bu durum bononun geçerliğine etkili olmaz.Bu konuyla ilgili

Kararı bulunmaktadır.

Bonoda faizin başlangıcı gösterilmemiş ise, faiz bononun düzenlendiği tarihten itibaren başlar ve vadeye kadar devam eder. Bono vadesinde ödenmezse, hepsi üzerinden “gecikme faizi” hesap edilir.

4. Keşidecinin İsmi

Bonoda keşidecinin isminin belirtilmesine gerek yoktur. Bonoda keşideci yerine “firma adı” da yazılabilir. Bu durum senedin bono niteliğini etkilemez. Bononun geçerli olabilmesi için, keşidecinin sadece imzasını içermesi yeterlidir. Uygulamada, bir zorunluluk olmamasına rağmen, bonolara -poliçelerde olduğu gibi- keşidecinin isim ve soyadı da yazılmaktadır. Borçlunun bonoyu “asıl ad ve soyadı ile” değil de, “çevresinde tanındığı adı ile” imzalaması bononun geçerliğini etkilemez.

6. “Ciro edilemez” Kaydı

Kanun gereği “emre yazılı senet” olan bonolara “ciro edilemez” ya da “emre değildir” gibi kayıtların yazılıp yazılamayacağı ve böylece bonoların “nama yazılı senet” haline getirilip getirilemeyeceği doktrinde tartışmalı olduğu halde bu konuyla ilgili

YARGITAY 19.Hukuk Dairesinin (Esas: 2002/ 5138 Karar: 2003 / 9383 Karar Tarihi: 07.10.2003) ‘’üçüncü kişilere ciro edilemez kaydı da bononun geçerliliğine etkili olmayıp senedi nama yazılı hale getirir.’’ Kararı bulunmaktadır.

8. Hakem Kaydı

         Bonoya “…Bu bonoya ilişkin uyuşmazlıklar hakem yolu ile çözümlenir.” şeklinde “hakem kaydı” konulabilir. “Hakem kaydı” bonoyu ciro suretiyle alan cirantaları da bağlar; fakat hamil bu şartı kabul etmiyorsa, bonoyu hakem şartını çizerek ciro edebilir.Bu duruma uygulamada pek rastlanmaz.

9. Protestodan Muafiyet Kaydı

Bonoya, senedi düzenleyen (keşideci) ya da bir ciranta “protestodan muafiyet kaydı” koyabilir.Keşidecinin koymuş olduğu protestodan muafiyet kaydı,cirantalara başvururken senedin protesto edilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırır.

Bono, Senet, Avukat Asilcan Tuzcu, Akşehir Avukatlık Bürosu, Akşehir Avukat

BONO UNSURUNA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI


BONO KAYIT VE ŞARTA BAĞLANAMAZ

YARGITAY Hukuk Genel Kurulu  Esas: 2017/ 330 Karar: 2017 / 1088 Karar Tarihi: 07.06.2017

‘’..6102 sayılı TTK’nun 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılamayacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda, kambiyo takibinin dayanağını oluşturan senedin arka yüzünde; “İnşaat sözleşmesine aittir. İnşaatın bitimine kadar ödenecektir.” şeklinde kayıt konulmuş olup bu kayıt, yukarıda açıklanan yasa maddesinde belirtilen ve bononun kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiğine ilişkin hükme aykırıdır.ve bu haliyle bononun muayyenlik unsurunu ve dolayısıyla kambiyo senedi vasfını ortadan kaldırmıştır…‘’  bulunmaktadır.

TAHRİFAT VARSA YAZI KISMINA İTİBAR EDİLEMEZ

YARGITAY 19.Hukuk DairesiEsas: 2013/ 5099 Karar: 2013 / 8312 Karar Tarihi: 07.05.2013)

‘’Davalı vekili, davacının gerçek borcunun 3.750 TL olduğunu, bonoya yanlışlıkla 750 TL yazıldığını, yanlışlık fark edilince aynı anda 3 rakamının eklendiğini belirterek davanın reddi istemiştir. Dava konusu bononun rakamla yazılı bedel hanesinde tahrifat yapıldığı bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Tahrifat bulunan hallerde, senetteki bedelin yazı ve rakamla yazılanları arasında farklılık bulunması halinde yazı ile olan miktara itibar edileceğine ilişkin kural uygulanamaz. Bu durumda, somut olayda senet bedelinin tahrifattan önceki hali ile yani 750 TL olarak kabulü gerekir.’’

ÇİFT VADE TAŞIYAN BONO KAMBİYO VASFINI KAYBEDER

YARGITAY 12.Hukuk Dairesinin( Esas: 2015/ 30626 Karar: 2016 / 7358 Karar Tarihi: 14.03.2016)

‘’6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 207. maddesinde; “Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkâr halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir” hükmü yer almaktadır. Buna göre, mevcut olan çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkâr halinde yok hükmündedir. Bir başka anlatımla senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onanması gerekir. Onanmamış çıkıntı, kazıntı veya silintinin tespit edilmesi halinde, senedin değişiklik öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır. Borçlunun, bononun vade tarihinde tahrifat yapıldığına yönelik iddiası, İİK’nun 170/a maddesi kapsamında şikâyettir. Takip dayanağı bonoların düzenleme ve vade tarihlerinde tahrifat yapılması, kambiyo vasfını etkilemiyorsa takibin iptalini gerektirmez.
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 778/1-b maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 703/2. maddesi uyarınca; çift vadeli olarak düzenlenen senetler bono vasfında sayılamaz. Ancak düzenleme tarihinin vade tarihinde tekrarı çift vade anlamına gelmez. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olur. Somut olayda, borçluların takip dayanağı bononun vade tarihinin tahrif edilmiş olduğunu ileri sürdükleri, tahrifat iddiasına ilişkin olarak bilirkişi …. tarafından düzenlenen 03.09.2014 tarihli raporda, bononun üst kısmındaki vade tarihinin “08.08.2012” iken, ikinci bir kalem yardımıyla “08.09.2012” olarak değiştirilmiş olduğunun bildirildiği, vade tarihindeki bu değişikliğin ayrıca tasdik edilmemesi nedeniyle geçerli olmadığı ve bu durumda üst kısımdaki vade tarihinin “08.08.2012” tarihi olarak değerlendirilmesi gerektiği, bononun metin kısmındaki vade tarihinin ise “….” olduğu ve dolayısıyla çift vade içeren bu senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı anlaşılmaktadır.’’

SENETTE OYNAMA YAPILMIŞSA PARAF ATILMASI GEREKİR

YARGITAY 12.Hukuk Dairesi ( Esas: 2017/ 5078 Karar: 2018 / 6664 Karar Tarihi: 25.06.2018)

‘’Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun yasal süresinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, 6.555,00 TL olan bono bedelinde tahrifat yapılarak 6.555,00 USD üzerinden senedin takibe konularak takibe başlanmış.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 207. maddesinde; “Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkâr halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir” hükmü yer almaktadır. Buna göre mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkâr halinde yok hükmündedir. Bir başka anlatımla, senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onanması gerekir. Onanmamış çıkıntı, kazıntı veya silintinin tespit edilmesi halinde, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır. Takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığının saptanması halinde, senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli sayılması gerekir.

 T.C YARGITAY . Hukuk Genel Kurulu Esas: 2003 / 12-347 Karar: 2003 / 345 Karar Tarihi: 14.05.2003’’


tahrifatlı olmamak koşuluyla senette rakam veya yazı ile yazılı bedel arasında bir fark varsa yazı ile yazılan bedele itibar olunur. Ne var ki somut olayda takip dayanağı senedin, rakamla yazılı olan bölümünde bir düzeltme ( tahrifat ) mevcut olduğundan ve de bu düzeltme ayrıca HUMK.nun 298. maddesince tasdik edilmediğinden TTK.nun 588. madde hükmünün olayımızda uygulama olanağı yoktur.Şeklinde birkararı bulunmaktadır.

YARGITAY 12.Hukuk Dairesinin ( Esas: 2016/ 12638 Karar: 2017 / 3615 Karar Tarihi: 09.03.2017) ‘

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 207. maddesinde; “Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkâr halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir” hükmü yer almaktadır. Buna göre mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkâr halinde yok hükmündedir. Bir başka anlatımla senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onanması gerekir. Onanmamış çıkıntı, kazıntı veya silintinin tespit edilmesi halinde, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır. Somut olayımızda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takibe dayanak teşkil eden bonoda önce lehtar olarak… İsmi yazılı iken adın üstü çizilerek sonradan…Yazılarak takibe konulduğu üzerinde keşideci parafının olmadığı görülmektedir. Yapılan bu değişikliğin yukarıda belirtilen yasa maddesi uyarınca sonuç doğurabilmesi için keşideci onayına bağlı olduğundan ve senet üzerinde de herhangi bir onayı bulunmadığı ve borçlu keşidecinin kabulü de olmadığı dikkate alındığında yapılan bu değişiklik yazılmamış sayılır. Bu durumda takip konusu bono kambiyo senedi vasfında olmadığından takibe konu yapılamaz.’’  Şeklinde bir kararı bulunmaktadır.

SENEDİN ANLAŞMAYA AYKIRI DOLDURULDUĞUNUN YAZILI DELİLLE İSPATI GEREKİR

T.C. YARGITAY  Esas: 2017/ 1307 Karar: 2018 / 6456 Karar Tarihi: 10.12.2018)

 ’’ Davacı, davaya konu bononun lehtar hanesi boş olarak dava dışı …’ya verdiğini belirtmiş ise de senedin lehtar hanesinin sonradan doldurulması mümkün olup bu husus bononun hukuki geçerliliğini etkilemez. Ancak anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun yazılı delille ispatı gerekir.’’

VADE TARİHİNİN TANZİM TARİHİNDEN SONRA OLMA ZORUNBLULUĞU

YARGITAY 12.Hukuk Dairesinin ( Esas: 2016/ 9775 Karar: 2017 / 1449 Karar Tarihi: 08.02.2017)

 ‘’ 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 778. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun’un 703/c maddesi gereğince bononun vade tarihinin “keşide gününden muayyen bir müddet sonraya” ait bulunması zorunludur. Aksi takdirde dayanak belge kambiyo senedi vasfını taşımaz. 
Bonoda vadenin, TTK’nun 703 ve 704. maddelerine aykırı olarak düzenlenmesi ve vade tarihinin düzenlenme tarihinden önceki bir tarihi taşıması halinde senet bono vasfını yitirir. Bu kuralın tespitinde ve yukarıda yazılı hükümlerin uygulanmasında senedin tahrifattan önceki durumu geçerli kabul edilir (HGK. 14.05.2003 tarih ve 2003/12-347 E. 2003/345 K.).
Borçlunun takibe konu bonolardan 30/08/2012 tarihli bononun vade tarihinde tahrifat yapıldığı, bononun tahrifat öncesi hali ile bono niteliğinde bulunmadığı şeklindeki iddiası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 170/a maddesi kapsamında şikâyet niteliğindedir. Takip dayanağı bononun vade tarihinde tahrifat yapılması kambiyo vasfını etkilemiyorsa takibin iptalini gerektirmez. Ancak tahrifat öncesi düzenlenme tarihlerinin, bonoların vade tarihinden sonrasına ilişkin olduğunun belirlenmesi halinde ise senet kambiyo vasfını kaybedeceğinden İİK’nun 170/a-2 maddesi uyarınca takibin iptali gerekir. Somut olayda, şikâyete konu senette yer alan düzenlenme tarihi 30.08.2012 olup, vade tarihi 12.09.2012’dir. Mahkemece dosyanın bilirkişiye tevdii üzerine Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 01.07.2015 havale tarihli raporda şikâyete konu bonoya ilişkin olarak; ödeme tarihinin rakamla belirtildiği kısmın aylar hanesinde evvelce mevcut “5” rakamının tamamlama suretiyle mevcut “9” rakamına dönüştürülmüş olduğu, ödeme tarihini yazıyla belirtilen kısımdaki “12 Mayıs 2012” yazısının üzeri çizilerek üzerine “12 Eylül 2012” yazısının yazılmış olduğu, görülmektedir. Yapılan bu tahrifat ile oluşturulan değişikliğin, keşidecinin imzasını veya parafını taşımadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, bilirkişi raporuna göre, senedin ödeme tarihinde tahrifat yapıldığı ve tahrifattan önceki ödeme tarihinin 12/05/2012 olduğu, buna bağlı olarak da vade tarihinin düzenlenme tarihinden önceki bir tarihe ait olduğunun, böylelikle de senedin kambiyo niteliğinde bulunmadığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca kambiyo senedi niteliğini taşımayan bu belge ile kambiyo takibi yapılması mümkün değildir. ‘’

SALT TEMEL İLİŞKİNİN BONO ÜZERİNE YAZILMASI SENEDİN KAMBİYO VASFINI ORTADAN KALDIRMAZ

YARGITAY 12.Hukuk Dairesinin (Esas: 2015/ 4780 Karar: 2015 / 15436 Karar Tarihi: 04.06.2015)’

 ‘’Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden ya da malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir. Yerleşik Yargıtay İçtihatlarında ve öğretide de kabul edildiği gibi, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydıdır. Yinelemek gerekirse “bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt, keşidecinin (borçlunun), senedin lehtarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının, varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez (HGK 2003/19-781 E, 2003/768 K.). Somut olayda, icra takibine dayanak yapılan bononun arka yüzünde; “03.06.2013 Tarihinde …’nin …Hesabına gelen sipariş avansının iadesi için düzenlenmiştir” sözcüklerine yer verilmiş ve bu hali ile takip alacaklısı elinde bulunmaktadır. Sözü edilen bu açıklama senedin tahsilini şarta bağlamadığı gibi, bu belgenin teminat için verildiğine dair bir irade beyanını da yansıtmamaktadır. Dolayısıyla somut olayda, senedin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Borcun sebebini ve senedin düzenlenme amacını gösteren ve temel borç ilişkilerinin açıklanmasından ibaret olan bu sözcükler, senedin bono niteliğini etkilemez. Bu durumda, senette asıl borç ilişkisine ait açıklamalara yer verilmiş olması, TTK’nun 776. maddesi uyarınca, bono niteliğini etkilemeyeceğinden takip dayanağı bono yasal unsurları içeren kambiyo senedi vasfındadır. ‘’

TANZİM YERİ YAZILI DEĞİLSE KEŞİDECİ ADRESİ YANINDAKİ YER TANZİM YERİ SAYILIR

YARGITAY 11.Hukuk Dairesi’nin (Esas: 2010/ 8009 Karar: 2011 / 7773 Karar Tarihi: 27.06.2011)‘’

Talep konusu bono üzerinde tanzim eden kişinin isminin yanında açık adres ve Avcılar/İstanbul ibaresi yazılı olduğuna göre, bono üzerinde keşide yerinin gösterildiğinin kabulü gerekir.’’

DİĞER İMZALARIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ BORÇLUNUN SORUMLULUĞUNU ORTADAN KALDIRMAZ

YARGITAY 12.Hukuk Dairesinin de (Esas: 2017/ 1559 Karar: 2018 / 5434 Karar Tarihi: 29.05.2018)

“Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. Ticari senetteki geçersiz imza sadece ilgilisi tarafından ileri sürülmesi halinde onun yönünden hükümsüzlük sonucu doğurur. Senetteki her imza, diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlar. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, poliçeye atılı her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Poliçeler bakımından getirilmiş olan bu ilke, 6102 sayılı TTK’nun 778/2-d maddesi yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanır.’’ Şeklinde birkararı bulunmaktadır.

BONODAKİ FAİZ ŞARTI YAZILMAMIŞ SAYILIR

T.C. YARGITAY 11.Hukuk Dairesinin ( Esas: 1983/ 5113 Karar: 1983 / 5917 Karar Tarihi: 23.11.1983)

 ‘’T.K. 688 ve 690/2. delaletiyle 587 maddesine göre (görüldüğü ve görüldüğünden bir müddet sonra ödenmesi şart kılınan) bir bonoya keşideci tarafından derç olunan (faiz şartı) geçerli olup, bunun dışındaki bütün diğer poliçelerde derç edilmiş bir faiz şartı yazılmamış sayılır. Dava konusu bonoda tanzim ve vade tarihleri gösterilmiş, vade sonundan itibaren % 48 temerrüt faizi kabul edilmiştir. T.T.K. 587 nci maddesinin genel anlamından çıkan sonuca göre ana kural olarak görüldüğünde ve görüldüğünden bir süre sonra ödenmesi kararlaştırılanlar dışında kambiyo senetlerine derç edilen faiz şartı geçersiz olup senedin aslını zedelemeksizin sadece bir şart yazılmamış sayılacaktır. Gerçekten vadeli bir bonoda borçlunun ödeme kabulü halinde hamil T.T.K. 637. maddesinin 2. bendine göre (vade)den itibaren işleyecek % 10 faizi isteyebilir. Bu bentle (vade)li bonolar söz konusu edildiği açıkça gösterilmiş olup aynı maddenin 1. bendindeki (poliçenin kabul edilmemiş veya ödenmemiş olan bedelini ve eğer şart kılınmışsa işlemiş faizi) şeklindeki hüküm ise 587. maddedeki (görüldüğünde veya görüldüğünden bir müddet sonra ödenmesi şart kılınan) bonoya derç edilmiş faiz şartının geçerli olacağına dair hükmün paraleli ve gereğidir.’’

BONODA TANZİM YERİNİN İDARİ BİRİM OLMASI VE TEREDDÜTE YER BIRAKMAMASI GEREKİR

YARGITAY 13.Hukuk Dairesinin kararında ( Esas: 2016/ 14311 Karar: 2017 / 3917 Karar Tarihi: 03.04.2017)

‘’Türk Ticaret Kanunu’nun 776/1-f maddesi uyarınca; senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun’un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması zorunlu ve yeterlidir. Bu açıklamalar ışığında takip dayanağı senet incelendiğinde, senette düzenleme yeri olarak ” ESK ” sözcüğünün yer aldığı, bu sözcüğün herhangi bir idari birim adı olmadığı, dolayısıyla kambiyo senedi vasfı taşımadığı, açıktır.’’

YARGITAY 11.Hukuk Dairesinin ( Esas: 2005/ 8668 Karar: 2005 / 8340 Karar Tarihi: 19.09.2005)Formun Üstü‘’

Bono olduğu iddia edilen senetlerde müstakil olarak düzenleme yeri bulunmamaktadır. 25.6.2004 vadeli senette düzenleyenler ad ve soyadı yanındaki adreste “80090 Taksim” ibaresi yer almakta, diğer senette ise hiçbir yer adı belirtilmemektedir. “Taksim idari birim değildir. Anılan senetler, düzenleme yeri içermediklerinden mahkemenin kabulünün aksine bono vasfını taşımamaktadırlar.’’ Şeklinde bir kararı da bulunmaktadır.


Avukat Asilcan Tuzcu Hukuk Bürosu

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Asilcan Tuzcu’ya aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Soru ve Yorumlar İçin Uyarı

Hukuki sorunlara dair her türlü görüş, yorum ve sorularınız bize iletmek için tıklayın.